Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
the grain
"the grain"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 117 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
grain
i.
tahıl
2
Yaygın Kullanım
grain
i.
tane
3
Yaygın Kullanım
grain
i.
tanecik
General
4
Genel
grain
i.
çok küçük miktar
5
Genel
grain
i.
tane (arpa/buğday/mısır vb)
6
Genel
grain
i.
çok küçük parça
7
Genel
grain
i.
taş damarı
8
Genel
grain
i.
granül
9
Genel
grain
i.
evin
10
Genel
grain
i.
mizaç
11
Genel
grain
i.
huy
12
Genel
grain
i.
habbe
13
Genel
grain
i.
tohum
14
Genel
grain
i.
zerre
15
Genel
grain
i.
çizgi
16
Genel
grain
i.
damarların düzeni (bir ağaç parçasının içindeki)
17
Genel
grain
i.
damar
18
Genel
grain
i.
elyaf
19
Genel
grain
i.
ağaç damarı
20
Genel
grain
i.
hububat
21
Genel
grain
i.
bir ölçü birimi
22
Genel
grain
i.
ağacın yıllık halkası
23
Genel
grain
i.
tutam
24
Genel
grain
i.
çimke
25
Genel
grain
i.
mümkün olan en küçük miktar
26
Genel
grain
i.
(şeker) ince kristal
27
Genel
grain
i.
kermes
28
Genel
grain
i.
tanelerle kaplı görünümü veren yüzeysel pürüzlülük
29
Genel
grain
i.
granüllü görünüm
30
Genel
grain
i.
(bir şeyin) pürüzlü tarafı
31
Genel
grain
i.
derinin dış kısmı
32
Genel
grain
i.
granüller üzerindeki izler
33
Genel
grain
i.
granüllü görünüm vermek için yapay olarak işlenmiş yüzey
34
Genel
grain
i.
buğday tanesi ağırlığına dayanan bir ağırlık birimi
35
Genel
grain
i.
bir su sertlik derecesi
36
Genel
grain
i.
paralel sırt ve vadilerin doğrusal duruşu
37
Genel
grain
i.
paralel sırt ve vadilerin doğrusal duruş yönü
38
Genel
grain
i.
yarığa dik açıda olan ve yarıktan daha az göze çarpan kaya yarılma yönü
39
Genel
grain
i.
pürüzlülüğü veya sertliği belirleyen partikül dizilimi
40
Genel
grain
i.
partikül diziliminin belirlediği pürüzlülük veya sertlik
41
Genel
grain
i.
aşındırıcının sertliği veya inceliği
42
Genel
grain
i.
hakim yön
43
Genel
grain
i.
rokette kullanılan bir parça barut yükü
44
Genel
grain
i.
maddenin partiküllerinin nispi boyutu
45
Genel
grain
i.
fotoğraf emülsiyonundaki çok sayıda partikülden her biri
46
Genel
grain
i.
televizyon görüntüsünün pürüzlenmesi
47
Genel
grain
i.
kristal malzemelerdeki bölünme çizgileri
48
Genel
grain
i.
kristal katıyı oluşturan çok sayıdaki kristalden her biri
49
Genel
grain
i.
(yiyecek) kristallenme
50
Genel
grain
i.
ağaç dalı
51
Genel
grain
i.
bitki gövdesi
52
Genel
grain
i.
tanesel biçim
53
Genel
grain
f.
sepilemek
54
Genel
grain
f.
tanelemek
55
Genel
grain
f.
öğütmek
56
Genel
grain
f.
ağacı damarlı boyamak
57
Genel
grain
f.
derine işlemek
58
Genel
grain
f.
nüfuz etmek
59
Genel
grain
f.
doyurmak
60
Genel
grain
f.
aşılamak
61
Genel
grain
f.
(özellikle sabunu) tuz katarak çöktürmek
62
Genel
grain
f.
odun veya taş şekli verecek şekilde boyamak veya süslemek
63
Genel
grain
f.
kumaş üzerine tanecik basmak
64
Genel
grain
f.
(kağıt, taş, metal) yüzeyini granüllü hale getirmek
65
Genel
grain
f.
tahılla beslemek
66
Genel
grain
f.
boğmak
67
Genel
grain
f.
boğazlamak
68
Genel
grain
f.
(hayvanı) tahılla beslemek
69
Genel
grain
f.
dokusunu tanecikli hale getirmek
70
Genel
grain
f.
dokusunu sertleştirmek
71
Genel
grain
f.
meyve vermek
Technical
72
Teknik
grain
i.
doku
73
Teknik
grain
i.
(kum, şeker, tuz, barut gibi) küçük ve sert partikül
74
Teknik
grain
i.
fotoğrafik malzemenin ışığa duyarlı kristalleri
75
Teknik
grain
i.
metalde kristal
76
Teknik
grain
i.
inci veya mücevher ağırlığını ölçmek için kullanılan bir birim
77
Teknik
grain
i.
eski bir altın saflığı birimi
78
Teknik
grain
i.
malzemede tek bir kristal yapısı veya yönünün olduğu bölge
79
Teknik
grain
i.
temeli sabitlemek için kalıpta kullanılan ince metal parçası
80
Teknik
grain
f.
deriyi yumuşatmak
81
Teknik
grain
tanecik
82
Teknik
grain
tahıl
83
Teknik
grain
elyaf
84
Teknik
grain
hububat
85
Teknik
grain
gren
86
Teknik
grain
greyn
87
Teknik
grain
zerrecik
Mechanic
88
Mekanik
grain
tane
Textile
89
Tekstil
grain
i.
kumaş çözgüsünün iplik yönü
90
Tekstil
grain
i.
boyanan veya boyanacak bir malzemenin lifi veya ipliği
91
Tekstil
grain
i.
makine yönü
92
Tekstil
grain
hav yönü
93
Tekstil
grain
kumaş çizgisi
Construction
94
İnşaat
grain
tane
Dyeing
95
Boyacılık
grain
i.
kermesten elde edilen kırmızı boya
96
Boyacılık
grain
i.
kırmız
97
Boyacılık
grain
i.
kırmızdan elde edilen parlak kırmızı boya
98
Boyacılık
grain
i.
has boya
99
Boyacılık
grain
i.
solmaz boya
100
Boyacılık
grain
i.
açık sarımsı bir kahverengi
Aeronautic
101
Havacılık
grain
i.
katı yakıt kütlesi
102
Havacılık
grain
yakıt şarjı
Anatomy
103
Anatomi
grain
i.
damar tabaka ağı
Food Engineering
104
Gıda
grain
hububat tanesi
105
Gıda
grain
hububat tohumu
Botanic
106
Botanik
grain
tane
Agriculture
107
Tarım
grain
i.
(sigorta poliçesi veya ticaret listesinde) çeşitli bitkilerin kabuklu veya kabuğu ayrılmış tohumları
108
Tarım
grain
i.
kabuklu veya kabuğu ayrılmış tohumlar içeren bitki
109
Tarım
grain
i.
ahududu gibi meyvelerde küçük tanecik
110
Tarım
grain
i.
çanak yaprağın arkasındaki yuvarlak çıkıntı
Tobacco
111
Tütün
grain
i.
işlenmiş ve fermente edilmiş puro yaprağının üzerindeki küçük çıkıntılar
Fishery
112
Balıkçılık
grain
f.
(balığı) tahıl kullanarak zıpkınla yakalamak
Sport
113
Spor
grain
i.
golf egzersiz sahası üzerindeki bıçakların eğim yönü
Photography
114
Fotoğrafçılık
grain
kumlanma
Archaic
115
Eski Kullanım
grain
i.
renk
116
Eski Kullanım
grain
i.
renk tonu
117
Eski Kullanım
grain
i.
gölge
"the grain"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 58 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
go against the grain
f.
birinin tabiatına aykırı olmak
2
Genel
grind the grain into flour
f.
tahılı öğütüp un haline getirmek
Idioms
3
Deyim
dye in the grain
f.
iyi boyamak
4
Deyim
dye in the grain
f.
iyice boyamak
5
Deyim
go with the grain
f.
alışılmış biçimde davranmak
6
Deyim
rub against the grain
f.
alışılmışın tersini yapmak
7
Deyim
go against the grain
f.
alışılmışın tersini yapmak
8
Deyim
go against the grain
f.
beklenenin tersini yapmak
9
Deyim
go with the grain
f.
beklendiği biçimde davranmak
10
Deyim
rub against the grain
f.
beklenenin tersini yapmak
11
Deyim
separate the grain from the chaff
f.
değerliyi değersizden ayırmak
12
Deyim
go with the grain
f.
genel gidişe uymak
13
Deyim
go against the grain
f.
eşyanın tabiatına aykırı olmak
14
Deyim
go against the grain
f.
istemese de söylemek/yapmak
15
Deyim
separate the grain from the chaff
f.
iyiyi kötüden ayırmak
16
Deyim
go against the grain
f.
karşı olmak
17
Deyim
separate the grain from the chaff
f.
samanı çöpünden ayırmak
18
Deyim
separate the grain from the chaff
f.
sapı samandan ayırmak
19
Deyim
separate the grain from the chaff
f.
sapla samanı ayırmak
20
Deyim
separate the grain from the chaff
f.
sapla samanı karıştırmamak
21
Deyim
go against the grain
f.
tam zıddı olmak
22
Deyim
go against the grain
f.
tam tersi olmak
23
Deyim
separate the grain from the chaff
f.
taneyi kabuğundan ayırmak
24
Deyim
go against the grain
f.
tabiatına aykırı olmak
25
Deyim
go against the grain
f.
alışılmışın tersini yapmak
26
Deyim
go against the grain
f.
beklenenin tersini yapmak
27
Deyim
go against the grain
f.
eşyanın tabiatına aykırı olmak
28
Deyim
go against the grain
f.
tabiatına aykırı olmak
29
Deyim
go against the grain
f.
tam zıddı olmak
30
Deyim
go against the grain
f.
tam tersi olmak
31
Deyim
go against the grain
f.
alışılmışın tersini yapmak
32
Deyim
go against the grain
f.
beklenenin tersini yapmak
33
Deyim
go against the grain
f.
eşyanın tabiatına aykırı olmak
34
Deyim
go against the grain
f.
tabiatına aykırı olmak
35
Deyim
go against the grain
f.
tam zıddı olmak
36
Deyim
go against the grain
f.
tam tersi olmak
37
Deyim
be against the grain
f.
tabiatına aykırı olmak
38
Deyim
be against the grain
f.
normal olmamak
39
Deyim
be against the grain
f.
alışılmış bir şey olmamak
40
Deyim
be against the grain
f.
ters bir şey olmak
41
Deyim
be against the grain
f.
alışılmışın/beklenenin tersini yapmak
42
Deyim
go against the grain
f.
tabiatına aykırı olmak
43
Deyim
go against the grain
f.
normal olmamak
44
Deyim
go against the grain
f.
alışılmış bir şey olmamak
45
Deyim
go against the grain
f.
ters bir şey olmak
46
Deyim
go against the grain
f.
alışılmışın/beklenenin tersini yapmak
47
Deyim
against the grain
expr.
doğasına aykırı
48
Deyim
against the grain
expr.
hoşa gitmeyen
49
Deyim
against the grain
expr.
geleneklere aykırı
50
Deyim
against the grain
expr.
isteksizce
51
Deyim
against the grain
expr.
kişiliğine aykırı
52
Deyim
against the grain
expr.
tersine
53
Deyim
against the grain
expr.
topluma aykırı
Speaking
54
Konuşma
it goes against the grain for me to do it
expr.
bunu istemeyerek yapıyorum
Technical
55
Teknik
discontinuity of the grain sizes
i.
dane boyutlarının süreksizliği
56
Teknik
micrographic determination of the ferrite or austenitic grain size
i.
ferrit veya ostenitik tane büyüklüğünün mikrografik tayini
57
Teknik
measuring of the standard mass per storage volume of grain
i.
hububat depolama birim hacmi için standart kütlenin ölçümü
58
Teknik
discontinuity of the grain sizes
i.
tane boyutlarının süreksizliği
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of the grain
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy